Günümüzde herkes gerçek yakınlığı, iletişimi isterken aslında herkes gerçek yakınlıktan içten içe kaçıyor. Kendisiyle de, diğer insanlarla da.
İnsanoğlunun kendisinden de çokta uzaklaştığı bugünlerde belki de corona virüsü evlerde, biraz kendimizle haşır neşir olup, kendimize yaklaşma fırsatı da sağlamış olabilir bizlere.
Yoğun iş yaşamı, sürekli koşturmalar, hatta bazen işi eve taşıma derken, pek çok kişi zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyordu bile. Ve uzun yıllar sonra fark edilen bazı durumlar çok geç kalınmışlık hissini oluşturuyordu. Belki aileye ve kendine ayıracak zaman olmadığında, belki de koşturmacalardan daha da yalnızlaştığında… Ama fark ettiğinde fakat çok geç kaldığında… Böyle hikayeler de yok değil hani. Kim bilir belki de evlere kapanınca, kendinle buluşma zamanları oluşmuştur pek çoğumuz için.
Hiç birşeyin tesadüf olmadığını ve yaşanan iyi ya da kötü her olay ve durumun aslında bize hizmet ettiğini düşünürsek, eskilerinde söylediği gibi, ‘vardır bunda bir hayır’ düşüncesinde kaldığımızda görünmezin altını eşelemek için daha dikkatli bakmalı belki de hayata. İşte bakılması gereken yer ise, yaşanan ‘kötü’ diye nitelenen durumun altındaki iyiyi yada hayrı görebilmek. Her negatifin altındaki öğretileri gördüğünüzde her geçen gün içsel gelişiminizde muhteşem değişimler başlar. Oysa pek çok insan, sorunlar yaşadığında şikayet edip, kızarak, yargılayarak geçirirken, bunu fark edip, neyi değiştirmeliyim sorusunu sorduğunuzda gerçek değişim ve dönüşüm başlar, tabii ki kendi içinizde.
Biraz yavaşlayıp, kendi merkezine kendini aldığında aslında kendinle olan gerçek yakınlığı sağlayabilirsin, İlk ilişki her zaman insanın kendisiyle olan ilişkisidir, eğer insan kendisiyle sağlıklı bir ilişki içindeyse işte o zaman tüm dünya ile sağlıklı iletişime geçmek oldukça kolaydır. Dolayısıyla ilk ilişkimiz öncelikle kendimiz ile olmalı.
Mesela kendiniz ile yalnız kalmaktan hoşlanmıyorsanız, durun ve düşünün… Acaba kendim ile baş başa kaldığımda, eksik olan ne oluyor ve kendi kendime keyifli vakit geçiremiyorum? Kendimden o kadar sıkılıyor olabilir miyim? Çok mu sıkıcıyım kendi kendime? Yada bu soruyu kendinize göre uyarlayabilirsiniz… Çünkü anahtar şudur ki, kendi kendiniz ile gerçekten barışık olduğunuzda, kendinizden hoşlandığınızda kendinizle güzel zaman geçirebilirsiniz. Belki de bu günlerde biraz kendimiz ile barışma zamanları da yaratmalıyız.
Yalnızlığı avantaja çevirip, kendi içsel bütünlüğünüzü gözlemlemek kendinize vereceğiniz en güzel hediyelerden biri olacaktır.
Hediye demişken, aslında her güne her ana bir hediye gibi davranmak, hatta yaşanan üzücü olaylarda dahi, buradaki hediyem nedir? diye düşünmek insanı çok geliştirici bir bakış açısı. Hayata sürprizler katıp, hayattan keyif almak için uğraşmalı ve bundan mutluluk duymalı. İçinizdeki yaşam coşkusu azaldığında maalesef ki alınan keyifte oldukça azalıyor çünkü.
Yaşam coşkunuzu hep yüksek tutup, soruna değil, çözüme odaklandığınız sürece her şeyin daha kolay olacağını görmekte mutluluk verici, tabii ki izin verdiğiniz ölçüde.
Sağlıklı, Mutlu ve kendinizle baş başayken huzurlu günler dilerim.
Doğa Gülay Cirban
Sosyolog / Bilinç altı ve İlişki Danışmanı
Güzel bir yazı elinize sağlık. İnsan tüm sorunların kaynağını dışarda arayarak bellide kendi gerçekliğini görmüyor ve sorunların çözümünde de başarılı olamıyor.