İYİ Parti Kartal Belediye Başkan Adayı Op. Dr. Altınok Öz
Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) Kartal Belediye Başkanı Adayı olarak girdiği 2009 ve 2014 yerel seçimlerini kazanarak iki dönem üst üste Kartal Belediye Başkanlığı yapan Op. Dr. Altınok Öz, 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesi sürpriz bir şekilde İYİ Parti'den Kartal Belediye Başkan Adayı olarak gösterildi. 1 Mart 2024 tarihi itibariyle saha çalışmalarına başlayan Altınok Öz, neden tekrardan Kartal Belediye Başkanı Adayı olduğunu, mevcut belediye başkanı Gökhan Yüksel dönemine ilişkin görüşlerini ve İYİ Parti tercihinin sebeplerini Boğaziçi Haber Gazetesi'ne anlattı.
"BENİM GELİŞTİRDİĞİM BİRÇOK PROJE BAŞKALARINA DEVREDİLDİ"
2019 yerel seçimlerinde aday gösterilmediğiniz için partiye bir kırgınlığınız olmuş muydu?
Aday gösterilmedim diye bir kırgınlığım olmadı. Parti, genç bir arkadaşta karar kıldı ve yola çıktı. Ben de destek verdim. Alanda olmadım ama gereken çalışmayı yaptım. 2019 yerel seçimlerinde, CHP'den Kartal Belediye Başkan Adayı olduğunda, CHP'ye oy verebilecek benim özel kitleme Gökhan Yüksel Bey'e oy vermeleri yönünde mesaj ilettim. Yani kaşımı kaldırmadım! Son beş yıl içinde geldiğimiz nokta itibariyle benim geliştirdiğim birçok projenin başkalarına devredildiğini gördük. Huzurevi, Kartal Ceviz Meydanı, Tekel İskelesi, Adalar, Kapadokya Kartal Otel vs. bunların hepsi Kartal Belediyesi'nin uhdesinden çıkarılıp İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ve özel sektöre devredildi. Dolayısıyla yapılan işlere de baktım. 2014 seçimlerine girerken halk bana proje sormadı. Esnaf, zabıta kanalıyla rahatsız etmediğimiz için benden memnundu. 10 yıl boyunca Kartal'da fırıncılara yasal izin verdik. Kartal'da yasal olmayan hiçbir fırın yoktu. Bu dönem 20 tane var. Bu anlamda fırıncılar bize destek verdi. Erkek kuaförler hafta sonu bir gün de olsa aileleriyle vakit geçirsinler dedik ve pazar günleri tatil olsun diye bir fikir oraya atıldı. Neticede referandum yaptık. Çoğunluk buna 'evet' dedi. O dönem buna karşı çıkanlar bile şimdi “Hayır, biz bu durumdan memnunuz” der oldu. Çünkü biz yola çıkarken, halkın onaylamadığı hiçbir şeyi yapmayacağız demiştik.
"SAYIN BAŞKAN ÇOK YAKIP YIKARAK GEÇMİŞ!"
Neden tekrardan Kartal Belediye Başkan Adayı oldunuz?
Son beş aydır alanda mevcut belediye başkanı Gökhan Yüksel ile ilgili şikayetlerin arttığını gördük. Bizim Cumhuriyet Halk Partililer Ekmeleddin İhsanoğlu'na bile genel başkanın tabiriyle 'tıpış tıpış' oy verdiler. Kırılır, kızar ama oy verir. Ancak bu seçimde gördük ki çok köklü Cumhuriyet Halk Partililerin önemli bir kısmı kendi değerlerinin üzerine yemin ederek oy vermeyeceklerini söylüyor. Bu da şunu gösteriyor; Sayın Başkan çok yakıp yıkarak geçmiş! Yani nefret tohumu ekmiş! Benim de yola çıkışım Cumhuriyet Halk Partisi'ne çok kırgın ve kızgın olan kitle... AKP'den rahatsız olan kitle... Bir de her ikisine oy vermeyi içine sindiremeyen üçüncü bir kitle var. Kimdir bunlar? Milliyetçiler. Kendilerini her ikisinde de görmüyorlar. Kimdir bunlar? Karadenizliler. Kimdir bunlar? Merkez sağdakiler, Kartal'ın yerlileri ve Atatürk ile sorunu olmayan kitle. Dolayısıyla buradan yola çıkarak bu kitlelere ulaşalım ve gönül rahatlığı içinde oy verecekleri bir aday olsun diyerek yola çıktık. Gayet de iyi gidiyoruz.
"ALTINOK ÖZ'Ü YOK SAYDILAR"
Adaylığınızın Kartal'da Cumhur İttifakı Ak Parti Adayı Mimar Hüseyin Karakaya leyhine dengeleri değiştirebileceği yönündeki iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben arkadaşlara sordum, sahayı bizzat dolaştım... CHP için seçim zaten kayıptı. Gökhan Yüksel Bey'in adaylığında CHP kesin seçimi alır gibi bir durum söz konusu değil. Seçim kaybedildi diyerekten aday oldum. Öncesinde Sayın Ekrem İmamoğlu ile iki kez görüştüm. Bu şartlarda Kartal'da seçim alınamayacağını kendisine ilettim. Ama örneğin eski ilçe başkanımız Muammer Çelebi'nin düzgün bir yapısı var, ben beğenirim... O veya diğer arkadaşlar aday oldukları takdirde ben rahatlıkla onalara destek olabileceğimi ifade ettim. Niye? Çünkü Gökhan Yüksel Bey her açılışta benim yaptığım yerleri takrar açarken "Bir önceki belediye başkanı" dedi. Dolayısıyla Altınok Öz'ü yok saydı. Altınok Öz'ü yok saydığı yerde ben alana çıkıp da “Bu arkadaşa destek verin” diyemezdim. Bunu dersem kendimle çelişirdim. Ama diğer arkadaşlara çok rahat kefil olabilirdim. Çünkü kefalet karşılığı olan bir olgudur. Alana çıktığımda “Senin adını anmayan adamın peşinden mi koşuyorsun” dediklerinde söyleyebileceğim bir lafım olamazdı. Onuın için CHP'nin tüm yetkililerine ve Ekrem İmamoğlu Bey'e de baştan bunları söyledim. "Yapmayın, seçim zaten kaybediliyor, kaybetmeme adına ben ortaya çıkarım" dedim. En son gün Ekrem Bey ile görüştüğümde, oy oranının yüzde 53 seviyesine ulaşan Gökhan Yüksel Bey'in İstanbul'un en başarılı ikinci belediye başkanı olduğunu ifade ettiler. "O zaman benim aday çıkmam O'na zarar vermez. Ben yoluma devam edeyim" dedim ve böyle bir karar verdim. Ben Cumhuriyet Halk Partisi ile olan süreçte sonuna kadar direndim, uyardım. Bunlar dinlenmeyince geldiğim nokta bu.
"KARTAL'DA DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TEMELİNİ BİZ ATTIK"
Cumhur İttifakı Ak Parti Kartal Belediye Başkan Adayı Mimar Hüseyin Karakaya'nın son 15 yılda Kartal'da şehircilik anlamında hiçbir şey yapılmadığına dair eleştirisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunlara alışığım. Türkiye'de Yapı Kontrol ve Deprem Dönüşüm Müdürlüğü’nü kuran ilk belediye başkanı benim. Bir bina yıkılıyor ve onun adına kentsel dönüşüm deniyor. Kentsel dönüşüm tanımını Türkiye'de doğru yapan olmadı. Bunu ilk defa biz yaptık. ‘Dönüşüm’ kelimesini en iyi bilen ve uygulayan belediye bizdik. ‘Yerinde dönüşüm’ bizim, siyasi literatüre soktuğumuz bir kelimedir."Depreme ve Kentsel Dönüşüme Arkanızı Dönmeyin" diye bir kitap çıkardık. Site sakinleriyle yaptığımız bütün toplantıların notları bu kitapta var. Ben ne dedim, halk ne dedi, ne tip çözümler sunduk burada var. Ama daha önemlisi deprem dönüşümü, yerinde dönüşüm ve kentsel dönüşümün ne olduğunu bu kitapta anlattık. Bir bina yıkılıp yeniden yapılıyorsa bunun adı deprem dönüşümüdür. Eğer Yakacık gibi zamanında sanayinin olduğu yerde Hazine arazisinin üstünde oturulanlar dönüşecekse önce tapularını verdik sonra yapıya geçtik. O yüzden bunları bir başka yere sürmeden hazine yerindeki bu arsaları ilgili şahıslara vererek yerinde dönüşümü sağladık. Üçüncüsü de 1992 yılında sanayi bölgesinden çıkarılan merkez fidanlarının olduğu yer, yani Eczacıbaşı ve Mutlu Akü'nün olduğu yerin yeni bir fonksiyona göre (konut+ticaret) yeni bir planlamaya ihtiyacı var dedik. İşte bunun adı da kentsel dönüşüm. Burada kavramları biz doğru koyup doğru yürüdük. Muhalefetin şehircilik adına bir şey yapılmadı dediği yerde şimdi rahmetle anacağım 2011 yılında Kadir Topbaş Bey beni çağırdı... "Seni iki yıldır izliyorum, karakterini de çok iyi gördüm... Getir, istediğin planları çıkaracağım" dedi. Ve biz o zaman Planlama Müdürlüğüne getirdiğimiz, daha sonra ise başkan yardımcısı yaptığımız Ayşe Çiğdem Ertan Hanım ile iki yıllık bir çalışma sonucunda Kartal'ın ada bazlı dönüşümünün önünü açtık. Ve 2013 yılında Kartal'da ada bazlı dönüşüm sağlandı. 3 bin metrekare, 5 bin metrekare olduğu zaman, toplulaştırma olduğu zaman bu risklerle nasıl dönüşeceklerini halkımıza anlattık. Dolayısıyla bugün Kartal'da dönüşüm yürüyorsa bunun temeli 2011'de başlayıp 2013'te bitirdiğimiz Kartal Fidanlığı projesiyle atılmıştır. Burada da hakkını inkâr edemem Kartal'ın dönüşümünü sağlayan rahmetli Kadir Topbaş Bey'e teşekkür ettim. Geçenlerde ölümünün 3. yıldönümüydü... Ben her sene kendisini anarım. Çünkü bir muhalefet belediyesi olan Kartal onun sayesinde bir bölge planı çıkardı. Bu nedenle kendisine saygımız, minnetimiz, teşekkürümüz var. Onu da hiç eksik etmiyorum. Dolayısıyla son 15 yılda Kartal'da şehircilik anlamında hiçbir şey yapılmadığına dair söylemler, siyasi söylemlerdir. Gerçek de değildir. Ben ayrıldığımda 80 bin insan evini boşaltıp deprem dönüşümüne, kentsel dönüşüme girmiş ve yeni evlerine taşınmıştı. Kartal'da bu şekilde yapılmış bir sürü site var.
"GÖKHAN BEY HALKTAN KOPMUŞ"
Gökhan Yüksel Bey'in dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onu halk değerlendirsin. Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki Gökhan Bey halktan kopmuş. Eğer Gökhan Bey ayda bir kere de olsa sokağa çıkıp halkla birlikte olmuş olsaydı bugün elini kolunu sallaya sallaya belediye başkanı seçilirdi. Fakat siyasi tecrübesizlik mi diyelim ya da rehber olan kişilerin yanlışı mı diyelim kendi yanlışı mı diyelim onu ben bilemem... Bugün halkın tepkisi varsa... Halka dokunmak çon önemli. Halkın ulaşılabilir bir belediye başkanına ihtiyacı var. Kapalı kapılar arkasında kalmak, halktan kopmak ona bir şey getirmez.
“YARIM KALAN PROJELERİMİZİ TAMAMLAYACAĞIZ”
Kartal’da yarım kalan hikâyenizi tamamlamak adına hazırlamış olduğunuz projeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
Bir kere mesela Uğur Mumcu Meydanı… Biz kazıklarını çaktık. Projede alt katı 4.5 metre kot farkı olacaktı. Alt kat kapalı pazar yeri oluyordu. Ondan sonraki kat otopark ve hafif çarşı ama üst taraf ki yoldan sıfır, ortada da Uğur Mumcu Mahallesi’ne yakışır bir Uğur Mumcu heykeli yapacaktık. Onun kapalı Pazar alanı hafriyatla dolduruldu. Hemen yanına ki parsele ben Cemevi yapma sözü vermiştim. Beş yıldır o da yok. Ceviz Meydanı projesinde sol üst köşeye 60 metrelik bir kula yapacaktık ki 60 metre olacağı için çok kuvvetli bir temel de atılmıştı. Yukarıda da iki kat seyir alanı olacaktı… Birisi seyir alanı biri restoran gibi… Cevizli halkı sahile inmeden denizle buluşacaktı. O kulenin her katında da 170 metrekarelik ofisler olacaktı. Kuleden vazgeçtiler. Tabii ki seçilirsek o kule tekrar devreye girecek. Bunun gibi İstanbul’un en güzel su sporları merkezi olabilecek yer Tekel İskelesi’nin olduğu yerdir. Kayışdağı ile Argos Dağı arasındaki çukurdan gelen rüzgâr Dragos’un doğu yamacını sıyırır Heybeliada’nın doğu yamacından eser. Oradaki rüzgâr hemen hemen hiç dinmez. Dolayısıyla yelkene de rüzgâr lâzım. İstanbul’da yelken sporunun yapılabileceği en güzel yer orasıdır. Biz Tekel İskelesi’ni almıştık ki o da elden çıkmış. Dolayısıyla bir kere elden çıkanları toparlayacağız. Yaptığımız sosyal belediyecilikti. Kapadokya Kartal Otel mesela… Kapadokya Kartal Otel’e biz insanları yolladık. Çoğu zaman sadece kadınları yolladık. Hayatlarında hiç otelde kalmamış, balayı nedir bilmeyen insanlar Cuma günü Konya’ya gidip Mevlana’yı ziyaret ederek Kapadokya Kartal Otel’de konakladılar. Pazar sabahı kahvaltı edip Hacı Bektaş’a gittiler. Mevlevilikle Bektaşiliği yan yana getirdiler. Bu, Kartal’da alevi-sunni kaynaşmasına neden olan güzel bir ortam oluşturdu. Orası AKP’li Dorak Turizm’e kiraya verilmiş. Biz orayı Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’ndan almıştık. O zaman “Kendisine aldı”, “Ortağına aldı” diye dedikodu yaptılar. Oysa orada “Kartal Belediyesi’nin otelidir” diye yazıyor. Aynı şeyi şimdi İstMarina AVM’nin yanında Kartal Belediye Başkanı’nın lojmanı var… Onun da duvarına “Burası Kartal Belediyesi’nin mülküdür” diye bir yazı yazdırdım. O zaman da “Altınok kendisine villa yaptırdı” diye dedikodu yaptılar. Bunlar siyasetin çirkin tarafları ama bu çirkinlikler Altınok Öz’ün karakteri nedeniyle üstüne yapışmıyor. Bu yüzdendir ki son 4,5-5 yılda arada bir İstanbul’a gelip sokağa çıktığımda bunu görüyorum. Bir restorana gidip yemek yediğimde “Başkanım sizden nasıl hesap alalım” diyorlar. Kırtasiyeye gidiyorum, ücret almak istemiyorlar. Kartallı hemşehrilerimin teveccühünü, o ışıltıyı görüyorum. Aday olup olmamak, siyasete tekrar geri dönü dönüp dönmemek gibi bir durum söz konusu değilken o sevgiyi, sempatiyi görüyorum.
“ATATÜRK İLE SORUNU OLMAYAN BİR PARTİYE GİTTİM”
Bağımsız aday da olabilecekken İYİ Parti tercihinizin nedenleri konusunda neler söylemek istersiniz?
2019 yerel seçimleri sürecinde Meral Akşener Hanım, Kemal Kılıçdaroğlu Bey ile görüştü… “Kartal’da Altın Öz’ü desteklerseniz, biz kesinlikle O’ndan yanayız” dedi. O süreçte parti bize onay vermedi, adayını kendi tercih etti. Sonraki süreçte siyasetin dışındaydık ama Meral Hanım’dan hep bir selam sabah gelirdi. Ben de İYİ Parti’yi biraz daha fazla izlemeye başladım. Bir gün grup toplantısında Meral Hanım şunu söyledi: “Eğer ben bu kürsüden sizlere hitap ediyorsam bunu Cumhuriyet’e ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyum”. Aday tanıtım toplantısında İYİ Partililer, “Atatürk’ün kızı” diye Meral Hanım’ı lanse ettiler. Tribünlerdeki İYİ Partililer, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırdılar. Ben aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Derneği’nin genel başkan yardımcısıyım. Atatürk ile sorunu olmayan bir partiye gittim. 2016 yılıydı sanırım, Posta Gazetesi’ne 2 tam sayfa röportaj vermiştim. O röportajın başlığından “Yeni değil, yeniden Cumhuriyet Halk Partisi” dedim. Yani “Atatürk’ün kurduğu Kemalist Cumhuriyet Halk Partisi olmalı” demiştim. Yeni CHP’de siz bu sloganları görebildiniz mi? Maalesef yok. İstanbul gibi bir yerde bağımsız aday olabilmek hem para işi hem de örgütlenme işi. Ben 10 yıl belediye başkanlığı yaptıktan sonra şu anda emekli maaşıyla geçiniyorum. Seçime bütçe ayırabilecek maddi gücüm yok. “Eğer bu seçim masrafını karşılayacaksanız geleyim” dedim. Onlar da kabul ettiler. Hem örgüt var hem de seçim ekonomisini finanse ediyorlar. Atatürk’le de sorunları yok. Bizi bir araya getiren unsur bunlar oldu.
“MALTEPE VE PENDİK, KARTAL’IN DÖRTTE BİRİ OLAMAZLAR”
Kartal’ın bir türlü kabuğunu kırıp gelişimini tamamlayamadığı ve bu anlamda çevre ilçelerin gölgesinde kaldığı yönündeki yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsanlar kasıtlı olarak “Maltepe ve Pendik gelişti ama Kartal gelişmedi” diye bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Maltepe ve Pendik, Kartal’ın dörtte biri olamazlar. O kadar iddialı söylüyorum. Avrupa’ya gittiğinizde göreceksiniz ki kentler meydanları ile anılırlar. 2009 seçim bildirgemde de bunları yazdım… Kentler meydanlarıyla anılır. Kaymakamlığın kömür dağıttığı yeri yıktık, Kartallı Kazım Meydanı yaptık. Kuvâ-yi Milliyeci Kartallı Kazım’ı Kartallılar bu sayede öğrendi. Kartal Neyzen Tevfik Meydanı’nı oluşturduk. Oraya Neyzen’in heykelini koyduk, o heykel şimdi kazı alanında. Soğanlık’ta meydan yapmaya kalktık. Ceviz Meydanı yaptık, toplantı salonları vs. bitmeye yakındı… Ben son ihalesini yaptım, çimler serildi… 2019 yılında Gökhan Yüksel Bey seçildikten iki ay sonra meydan açılışı yapıldı. Dolayısıyla Kartal’da bir meydan kültürü ve meydanın etrafında da bir kafe kültürü gelişecek. Haritaya bir bakın, lokal olarak ne Pendik’te ne de Maltepe’de bir meydan oluşturamazsınız. Öyle bir yer yok.